2-7 yaş aralığı , okul dönemini öncesi için en kritik dönemdir. Kişiliğin temel yapı taşlarının konulduğu ve tepkilerin en açık gözlemlendiği dönem olduğundan dolayı çok önemlidir. Yine bu dönemde model olmak çok önemlidir. Öğrenmenin yoğun bir şekilde başladığı, çocuğun bireyselleşme adına ilk çabalarının olduğu, sosyalleşmenin olduğu dönemdir. Bu sebeple bu dönemde ebeveynlerin çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Çocukluk dönemi sorunlarını aşmak için ailenin iş birliği içinde olması gerekir.
Çocukluk Dönemi Sorunlarından Depresyonun Nedenleri Nelerdir?
Çocuğa bakım veren ya da annenin bağımlılığı söz konusudur. Genellikle ‘ çocuğum bana çok bağımlı ‘ deriz fakat buradaki aslında bağımlı olan çocuğa bakım veren ya da annenin bağımlılığıdır. Anksiyöz kişiler, aşırı bağımlı kişiler çocukta da aynı tabloyu oluştururlar. Çocukluk dönemi sorunlarına anne ve babanın tutumu zemin hazırlar.
Kendini Bırakarak Ortaya Çıkan Depresyon
Ergenlik, yani ikinci bireyselleşme ve bebeklikten itibaren en hızlı gelişimdir. Adapte olmada zorluk yaşar, sosyal roller bakımından arkadaş ilişkileri, aile içi konum, ilişkiler açısından bir adaptasyon gerekiyor. Bu dönemde ergenler yeni bir kişilik yapılanmasında zorluk çekiyorlar. Bu dönemde taleplere karşı çocuklar , ergenler kırılgan olabilirler. Bağımlı çocuk büyüten anneler, bakım veren kişiler buna neden oluyorlar. Çünkü bu çocuklar tembeller. Ergenlerde içe kapanma fazla oluyor. Kendini bırakma ergenlik depresyonlarında çok tipiktir. İştahta bozulma görülür. Kavga etme davranışı çok fazladır.
Çocuğun Ayrılma Kaygısı
Bağımlı anne veya bakım verenin elinde büyüyen çocuk ayrılma kaygısı yaşayabiliyor. Bu çocuklar okula gitmek istemezler ve sürekli ağlarlar. Çocukluk dönemi sorunları yanlış davranışlar sebebiyle oluş ve sonrasında da korkular oluşmaya başlar. Bu durum, okula adapte olmada sorun oluşturur. Okul başarısızlığına neden olabilir. Bağımlı anne ya da bakım verenin elinde büyüyen çocuklar aktivitelere katılmada isteksizlik, agresif davranışlar şeklinde davranışlar sergiliyorlar. Tüm bunların yaşanmasıyla çocukta depresyon gelişebiliyor. Bu durumda çocuklara psikiyatrik destek gerekmektedir. Çocukluk dönemi sorunlarında psikoterapinin etkisi fazladır.
Çocukların Gösterdikleri Davranış Sorunları
- Parmak emme,
- Dışkı kaçırma,
- Altına kaçırma,
- Somatik şikayetler,
- Mastürbasyon yoğun görülmektedir,
- Ağlamalar,
- Mide bulantıları görülür.
Çoğunlukla ebeveynlerin mastürbasyonla ilgili fazla kaygı yaşadığını görüyoruz. İlk dönemlerden itibaren çocuğun bedenini keşfi önemlidir. Bu davranış yoğun değilse problem teşkil etmiyor. Eğer bu durum yoğunsa bir sorun var demektir ve yardım alınmalıdır. Kazandığı bir takım becerileri kaybetmesi yani regresyon, yemek yemeyi beceremeyişi, anneden yardım etmesi gibi davranışlar da görülebiliyor.
Çocuğun Kendini Evdeki Tartışmalardan Sorumlu Tutması
Eğer çocuğun eve stresli bir ortamı varsa, öfke patlamaları oluyorsa, çocuk kendini suçlu hissediyor. Bu durumda çocuk yaşadıkları bu sorunlardan kendini sorumlu tutuyor.Çocuklar somut düşündükleri için davranışları bu yönde oluyor. Kendisini kaygılandıran kavgalar ve tartışmalar da suçluluk duysuna sebep oluyor. Ayrıca, anne babanın tutum ve davranışları, disiplin farkının oluşu da çocukta çatışma oluşturabiliyor. Dürtüselliğin fazla olduğu zamanlarda, çocuk kendini kontrol etmede problem yaşadığı için fazla uyarı alıyor. Bu sebeple uyum sorunu ortaya çıkıyor ve yine depresyon gelişebiliyor.
Okul Döneminde Yaşanan Problemler
8-11 yaş civarını kapsıyor. İlkokul dönemi aslında çocuğun ilk kez kurallı ortama girişidir. Okula başlama ile birlikte çocuk kurallı sosyalleşme ortamına giriyor. Çocuğun öğrenme becerilerini, performansını gösterebildiği bir dönemdir. Çocuğun zekasında bir problem olmasa bile, uyum problemleri varsa veya öğrenmede sorun yaşıyorsa, öğrenme güçlüğü, hiperkaktivite, disleksi gibi sorunlarla karşılaşıyorsa uyum sorunu oluşturabilir. Başka bir şeylerle ilgilenme, konsantre olmada ve sürdürmede güçlük görülebilir. Kardeşi evdeyse onun evde oluşunu kıskanıyor. Dürtüselliği varsa yine uyum sorunu oluyor. Bazı durumlarda , takıntılar oluşabiliyor. Aile geçmişinde de takıntı zemini var ise çocukta bu stres durumunda daha net ortaya çıkıyor. Kıyafetiyle fazla ilgilenme, yemek seçme, koklama gibi takıntılar gelişebiliyor.
Ergenlik Dönemi Uçlarda Yaşanır
Ergenlik dönem 16 yaşına kadar olan bir dönemdir. Çoğunlukla bu dönem, tartışılması gereken bir dönemdir. Ailenin öneminin azaldığı , çevrenin daha çok önem taşıdığı, ergenin duygularını uç yaşadığı bir dönemdir. Duygularını en uçlarda yaşıyor. Birde çocuk bağlı yetiştirildiyse sorun daha da büyümüş oluyor. Fazla korumacı davranıldıysa aileye karşı tepkiler fazla oluyor ve bunu bireyselleşme adına yapıyor. Fakat aile kendi tutumlarını bırakmak istemediğinde büyük çatışmalar, kavgalar yaşanıyor.
Anneye Bağlanma Bozukluğu
İlk üç yaşta duygusal olarak rahat olmayan çocuk aslında gelişemiyor. Bu yüzden duygusal olarak beslenemeyen çocuğun gelişmesi de sekteye uğramış oluyor. Anneye bağlanması olmayan bebeğin gelişiminde aksamalar olur ve çoğunlukla bu bozukluk bazı diğer bozukluk olan otizm ile karışıyor. Aslında bu çocukların çoğunun depresyonunun sebebi , anne depresyonudur. Yani bebeklik depresyonlarının altında annenin yaşadığı depresyondan kaynaklanmaktadır.
Çatışmalar Aile Dinamiklerini Alt Üst Eder
Disiplin sorunu, aile tutum ve davranışlarında problem varsa durum iyice zorlaşıyor. Bağımlılıklar, ilişki sorunu, aile içi sorunlar, intihar, evden kaçma davranışı çok fazla görülüyor. Bu durumla beraber ergende öfke patlamaları ve tikler ortaya çıkıyor. İçe kapanım veya agresiflik durum gösteriyor. Bazı durumlarda takıntılar fazlalaşıyor. Yaşanan kavgalar ve çatışmalar, aile içi dinamikleri bozuyor. Ebeveynler, çocuğun sorununu görmezden gelir, sorunu fark edemez veya kabul etmezse sorun daha da büyüyor. Bu yüzden ergenlik döneminde ebeveynlerin anlayışlı, uyanık ve bilinçli olmaları gerektiğini bilmeleri gerekmektedir.