Şizofren bir kişinin hareketlerini, davranışlarını, gerçekte olanı algılayış şeklini ve düşüncelerini çarpıtarak farklılaştıran, aile ve arkadaşları sosyal çevresi ile olan ilişkisini bozan psikiyatrik bir hastalıktır. Şizofreni önemli ve kronik bir hastalıktır. Hastalar gerçeklikle olan bağlantısını yitirerek değişik davranışlar geliştirmeye , gerçek dışı olaylara inanmaya ve kişiliklerini değiştirmeye yatkınlık gösterirler. Şizofreni hayat boyu süren bir hastalıktır ve bu sebeple ömür boyu tedavi gerektirir. Eğer doğru tedavi uygulanırsa hastalık kontrol altına alınabilir. Kontrole alındığında hasta olan kişiler sağlıklı bir kişi olarak yaşamına devam edebilirler ve iş ve sosyal hayatlarında da başarılı olabilirler. Tedavi süresinde en küçük ihmal veya hata hastalığın tekrar etmesini tetikleyebilir o yüzden büyük bir hassasiyet ve özen gösterilmelidir.
ŞİZOFRENİ NEDİR?
Hastaların, gerçek ile gerçek olmayan olguları birbirinden ayırt edememesine sebep olan, sağlıklı düşünce akışı, normal davranışa ve duygu kontrolüne engel olan çok ciddi bir beyin hastalığıdır. Genelde yavaş yavaş gelişim gösterir. Şizofrenide erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Hastalık çoğunlukla çarpık düşünceler, paranoyalar, korkular ve halüsinasyonlardan oluşur. Şizofreni hastalarında çoklu kişilik durumu söz konusu değildir. Bu hastalık yükselme ve yatışma dönemleri şeklinde seyreden bir hastalık olup diğer psikiyatrik hastalıklara göre kişilerin sosyal yaşamlarına ve mesleki ilişkilerinde olumsuzluk gösterir. Şizofreninin yükselme elevlenme döneminde gerçek olmayan ögeleri ayırt edememe durumu belirgin olarak gözlemlenir ve bu duruma da psikoz adı verilmektedir. Şizofreni belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye göre değişmektedir. Tedavide kullanılan ilaçların kullanılmaması, alkol, madde kullanımı ve fazla strestgibi faktörler hastalığın şiddetini arttırmaktadır.
ŞİZOFRENİ NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?
Şizofreni, her toplumda görülebilmektedir. Kadın – erkek arasında sıklık bakımından önemli bir fark görülmemektedir. Bu hastalık çoğunlukla gençlik döneminde başlayarak (18-25) çok erken ya da çok geç yaşlarda da başlayabilir. Genellikle şizofreni tanısı konulmadan 2 yıl öncesinde bazı belirtiler aile, çevre tarafından fark edilebilmektedir. Hastalık sinsi belirtiler ile de başlayıp aniden ortaya da çıkabilir. Hastaların aileleriyle arasında ilişkinin bozulması, okul veya mesleki işlevselliklerinin azalması, öz bakımı becerilerinin azalması, içe kapanma, ilgilerinin azalması ve davranış değişiklikleri hastalığın habercisi olabilmektedir.
ŞİZOFRENİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kişi birileri tarafından takip edildiğini düşünebilir, yemeğine zehir katıldığını düşünüp yemek yemeği reddedebilir. Herkesin kendine zarar verebileceğini , kendisi hakkında konuşulduğuna yönelik düşünceleri paylaşabilir. Bu düşüncelere hezeyan adı verilmektedir. Bu tarz düşünceler sebebiyle de kişi herkesten uzaklaşarak içine kapanabilir. Kendilerini korku be öfke dolu ve ne olduğunu yeterince anlayamadığı bir dünyada olduklarını düşünürler. Şizofrenide algı bozuklukları yaygın olarak görülmektedir. Gerçekte olmayan görüntüler, sesleri kokular ve dokunsal duyular algılayabilirler ve bu belirtiye de halüsinasyon denilir. Yalnızca kişi kendisinin duyduğu sesleri yanıtlar ve seslerin söylediklerini yapabilir. Dışarıdan bakıldığında ise kendi kendilerine konuşuyorlarmış izlenimi oluşabilir. Hastalığın alevlenme dönemleri dışında genellikle daha sessiz ve içlerine kapanık, keyifsiz olabilirler. Genellikle toplum içine çıkmak ve günlük işlerini yapmak istemezler.
ŞİZOFRENİ TEDAVİSİ
Tedavi psikiyatrinin gelişimiyle birlikte yalnızca ilaçla yapılan bir tedavi olmaktan çıkmıştır. Tedavinin sağlıklı ilerleyebilmesi için hasta yakının da tedaviye uyumlu olması ve katılması gerekmektedir. Bu tedavi aslında bir ekip çalışmasıdır. İlaç tedavisi ile birlikte psiko-eğitim, bazı terapi teknikleri, grup terapileri , hasta yakını eğitimi vb..