YEME BOZUKLUKLARI VE TEDAVİLERİ

Pek çok kültür, yemekler ile doğrudan ilgilenmektedir. Bu kapsamda lokantalar, dergiler, sosyal medyada tarifler bulunmaktadır. Aynı şekilde birçok insan fazla kilolu ya da kilo vermeye yönelik perhiz yapmak oldukça yaygınlaşmıştır. Bu şekilde, insan davranışlarının bir ya da birçok bozukluk ile bağlantılı olması kaçınılmazdır. Çocukluk ve ergenlik döneminde başlayan ve alt kategorilere ayrılan yeme bozuklukları; anoreksiya nevroza, bulimia nevroza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu şeklinde ayrılmıştır.

Anoreksiya nevrozaya sahip olan kişiler; yiyeceklerle aşırı derecede ilgili olmalarına rağmen kendilerini sürekli olarak aç bırakmaktadırlar. Kişiler normal vücut ağırlığına sahip değildirler. Bu kişiler kilo almaktan çok korkar ve devamlı olarak kilo veriyor olması da bu korkuyu hiç azaltmaz. Kızlarda, mensturasyon dönemleri kaybolmakta veya düzensiz ilerlemektedir. Bu kişiler, beden biçimlerini çarpık bir şekilde algılarlar. Yani aşırı derecede zayıf olmalarına rağmen halen kendilerini kilolu olarak görürler. Anoreksiya, ergenliğin ilk dönemlerinden orta dönemlerine doğru ilerlerken genelde bir perhiz ile ilişkili veya ebeveynlerin ayrılması gibi bir travmatik yaşam olayından sonra başlamaktadır.

Bulimia nevrozaya sahip olan kişiler; aşırı derecede yiyeceğin hızlıca tüketiminden sonra kilo almayı engellemek için kusma, hiç yememe veya aşırı egzersiz yapma gibi uçta davranışlar sergilerler. Bu kişiler de kilo almaktan korkar ve benlik değerleri kiloları ile ilişkilidir. Kendilerinin sürekli şişman olduklarını düşünürler. Bulimia, geç ergenlik veya erken erişkinlik dönemlerinde başlar. Bu kişilerin %90’ ı kadındır.

Tıkanırcasına yeme bozukluğuna sahip olan kişiler; sürekli olarak yineleyen tıkanırcasına yeme davranışı ve bu sırada kendini kontrol edememe, bundan rahatsız olmasına rağmen engelleyememe ve hızlı olarak tek başına yemek yeme gibi özelliklere sahiptir. Obezite ve sıklıkla kilo alıp verme ile birlikte görülmektedir.

Yeme bozukluklarında tek bir etkenin bu duruma yol açması mümkün değildir. Kalıtım, sosyokültürel meseleler ile aile ve çevre baskıları kişilerin hayatında önemli bir etkendir. Ayrıca bu tanıların görülme sıklığına bakıldığında, çoğunun kadınlarda olması da kültürel etkilere vurgu yapmaktadır. Özellikle kültürel etkiler; ince olma algısı, Barbie bebek gibi olma tanımı ve sosyal medyanın vermiş olduğu etkiler, ergenlik ve erken erişkinlik dönemindeki kızlar üzerinde oldukça etkili olmaktadır.

Yeme bozuklukları sıklıkla depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları ve alkol ve madde kullanımı ile birlikte görülmektedir. Bu sebeple, tedavilere kapsamlı ve multidisipliner şekilde yaklaşılmalıdır. Kişiler, genel olarak yeme bozukluklarını reddeder ve tedavi olmaya ikna olmaz. Hem biyolojik hem de psikolojik müdahalelerin olması önemli bir koşuldur. Zorlu kişilerde hastaneye yatış gerekmektedir. İlaç kullanımı ve özellikle anoreksiyada besin takviyesinin aşamalı olarak yapılması dikkat edilmesi gerekenlerdendir.

Aile terapileri çok önemlidir ve kişilerin tedavilerine mutlaka eklenmelidir. Bireysel psikoterapi ve davranışsal yaklaşımlar da hem bulimia nevroza hem de tıkanırcasına yeme bozuklukları için oldukça önemli bir etkiye sahiptir.

Son olarak; yeme bozukluklarına sahip olan kişilerde sıklıkla duygudurumda değişiklikler meydana gelmektedir. Bu dönemlerde ailelerin anlayışlı, kabul edici ve sıcak bir yaklaşım göstermesi onlara yardımcı olacaktır. Ancak; işin işinden çıkılamayacak noktaya gelen ve kişilerin hayatını etkileyecek düzeye gelen durumlarda kesinlikle ruh sağlığı profesyonellerinden destek alınması gerekmektedir.

Anoreksiya Nervosa Blumia Nervosa

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir